Pazarlama metinleri, blog yazıları, basın bültenleri ve benzerleri kurumsal kimliğin oluşturulması veya var olanın güçlendirilmesi sürecinde son derece önemli kaynaklar.
Çekici ve akılda kalıcı içerikler oluşturmaya zaman ayıramayan kişi veya kurumlar kalem sahibi de olmadıkları için bu işi çoğunlukla dışarıya veriyor. Burada şu noktanın altını çizelim; bir freelancer’sınız ve gün içinde yetiştirmeniz gereken onlarca iş var. Ne kadar özen gösterebilirsiniz?
Re-write dediğimiz bul ve değiştir süreci ruhsuz içerikler oluşturmanın en hızlı ve sorunsuz (!) yolu. Elbette; aydınlatma teknolojileri hakkında kusursuz yazılar hazırlayabilecek bir birikime sahip olmayabilirsiniz, bunun için de araştırma yapmanızdan daha doğal bir yol yoktur ancak bir yerden hızlıca aldığınız tek bir metni takla attırıp paylaşmanız da sağlıklı olmayacaktır.
Kitleyi Ne Kadar Tanıyoruz?
Editörlük, habercilik ve dijital dünya ile alakalı içerikleri deneyimlerimden de güç alarak hızlıca oluşturabiliyorum. Buna rağmen sadece tek bir yazı için bir haftamı ayırdığım zamanlar da olabiliyor.
Yabancı siteler, kurum arşivleri, forumlar hatta sosyal medya ağlarından besleniyorum. Burada kritik nokta bana göre aceleci olmamak. Bir diğer yanlış da yazılanla irtibatı koparmak ve sonrakilere konsantre olmak oluyor.
Düzenli olarak eski yazılarıma dönüyor; linkliyor, güncelliyor ve kaliteli görseller ekliyorum. Infografik tarafında ise samimi olmam lazım zayıfım. Hayatın sırrını da verseniz nasıl sunduğunuz önemlidir ve devasa paragraflara kimse okumaz. Anafikir dön ve tazele!
Ziyaretçilerinizin sitede kalma oranını artırabilmeniz adına iç linkleme olmazsa olmaz. Bu sayede bir bağlantıya tıkladıkları anda eğer içeriklerinizden de memnunlarsa bir başka kaliteli içeriğe ulaşacaklarını bilirler.
Bana göre oluşturulan bir içerik 1 ay sonra da 1 sene sonra da bayatlamamalı. Düzenli güncellemeler bunu sağlıyor. Misal; yazıda 100 dolar gibi bir ifade kullanıyorsam 18 Haziran 2021 kuru itibariyle 872 TL diyorum ki bu yazı karşınıza 3 sene sonra çıktığında bir mukayese şansınız olsun.
Uzun Yazıyorum Derinlere İniyorum
SEO yani arama motoru optimizasyonu ile alakalı bir çok şehir efsanesi mevcut. Bunlardan biri de 300 kelimeden az yazmayın, sıralamaya giremezsiniz kalıbı.
Bunu da izah edelim, şu konuyu da boş bırakmayalım derken binlerce kelimeye ulaşıp derinlere iniveriyoruz. İnanın; şişirme bir yazı olduğunu okuyucu anında fark ediyor jet hızıyla uzaklaşıyor.
Durum samimiyetinizle alakalı. Elbette fayda sunabilmek önceliğimiz ancak bazı başlıklarda da 200 kelimenin üzerine çıkabilmek mümkün olmuyor.
İçeriklerinizin iyi karşılanabilmesi için stratejik olarak zamanlanmış olmaları gerekir. Durumu, nelerin talep ve kabul görebileceğini iyice araştırın.
Harekete Geçirici Mesajı Netleştirin
Hedef kitlenizin içeriğinize nasıl yanıt vermesini istiyorsunuz? Daha fazla bilgi için sizinle iletişime geçmelerini isteyebilir, haber bülteninize kaydolurlarsa onlara özel bir kupon teklif edebilir veya iletişim kurabilmeniz için markanızı sosyal medyada etiketlemeye teşvik edebilirsiniz.
DMM Turkey blog’da kitabi ifadelerden kaçınıp kapsayıcı ve samimi bir dil kullanmaya dikkat ediyorum. Yazının sonuna doğru da irtibatı koparmayalım, yorum yaparsanız daha da mutlu olurum tarzı bir bağlayıcı ile nihayetlendiriyorum. Gerçekten de yorumlar benim için çok değerli. Paylaşırsanız çok mutlu olurum.
Uzun Cümlelerden Kaçının
Uzun kelimeler ve cümleler bilgili olduğunuzu düşündürse de kafa karıştırıcıdır ve okunması zordur. Hele ki okumayı sevmeyenlerin yoğunlukta olduğu coğrafyalara hitap ediyorsanız iki kere düşünmeniz gerekir.
Unutmayın, içerik oluşturmanın amacı bilgi paylaşmak ve güvenilirliğinizi sağlamaktır – geniş bir kelime dağarcığınız olduğunu kanıtlamak değil.
Konuştuğun gibi yaz ve doğal davran! Doğal sesiniz ile yazarsanız metninizin okunması çok daha kolay olacak ve markanızın kişiliği ön plana çıkacaktır.
Tembel Dilden de Kaçının!
Bunun için her zaman Ölü Ozanlar Derneği’ndeki Profesör Keating’i düşünürüm: “‘Çok’ kelimesini kullanmaktan kaçının çünkü tembeldir. Bir adam çok yorgun değil, bitkin. Çok üzgün kullanmayın, bunun yerine suratsız kullanın.”
Ekstra Kelimeleri Uçurun
İçerik pazarlama mesajlarınızın mümkün olduğunca çekici olmasını sağlamak için gereksiz kelimeleri kaldırın. Genellikle patküt çalışan sözde yazarlar 300 kelime paketini doldurabilmek için cümleleri sündürme eğilimindedir. Bu tip köpürtmeler yapmayın ve yapılmasına müsade etmeyin.
Kelime Tekrarları Sıkıcıdır
Bir çoğumuz aynı öbeklerin tekrar tekrar neredeyse her paragrafta karşımıza çıktığına tanık olmuşuzdur. Bu can sıkıcı durum; anafikri yazıda gözümüze sokmanın optimizasyon adına iyi adım olacağı gibi hastalıklı bir düşünceyle alakalı.
Şöyle izah edeyim. 1.000 kelime için 10’a tekabül eden yüzde 1 kuralı, Seo Uyumlu İçerikler ifadesini 10 kez yazıda geçirmemi emrediyor.
Zamanla yarışan irili ufaklı haber siteleri bu tip hassasiyetlere sahip değildir. Paldır küldür yazarlar ve okuyucuyu önemsemezler.
Yazarken çok da umursamıyorum bu durumu. Eğer gerçekten seo uyumlu içerikler ifadesini yazmam gerekiyorsa yazarım olur biter. Bakın; gerçekten gerekli olduğu için bu kalıbı iki kez kullandım. Durum hissettirmemekle alakalı ve ne kadar iyi bir kaleme sahip olduğunuzla.
Aktif Sesle Yazın
- Aktif: Blog gönderisini yazdı.
- Pasif: Blog yazısı onun tarafından yazılmıştır.
Her ikisi de dilbilgisi açısından doğrudur ancak aktif olan çok daha net ve daha samimidir. Güçlü içerik oluşturma genellikle pasif yerine aktif sese dayanır.
İçeriği Biçimlendirin
Kısa kelimeler, kısa cümleler ve kısa paragraflar kullanın. Kimse bir metin duvarında boğulmak istemez.
Paylaşmak istediğiniz bütün bir bilgiye sahipseniz, okuyucularınızın işini kolaylaştırın ve okuyucuların en azından oluşturmak için çok çalıştığınız tüm içeriği gözden geçirmesini çok daha olası hale getirin.
- Kısa kelimeler kullanın,
- Cümleleri basitleştirin,
- Ayrıntıları madde işaretli veya numaralı bir listeye dönüştürün,
- Metni bölümlere ayırmak için alt başlık ekleyin,
- Okuyucuların zihnindeki metni parçalamak için görsel öğeler ekleyin,
Alıntı ve Referanslar Konusu
Alıntı ve referanslar vermek işinizi ciddiye aldığınızı gösterir. Ödevinizi tam yapın ve kaynaklarınızı uygun şekilde belirtin. İçeriğinizde yanlışlıkla sahte veya geçersiz veriler paylaşmak istemezsiniz!
Görsel Öğeler Ekleyin
Yukarıda da bahsettiğim gibi, tüketiciler görsellere ve videolara iyi tepki verir, bu nedenle onları içerik oluşturma çabalarınızın önemli bir parçası haline getirin. Metin yazıyor olsanız bile, amacınızı tamamlamak için çarpıcı bir görsel veya video eklemenin yollarını düşünün.
Taze Gözlerle ve Yüksek Sesle Okuyun
En az 30 dakika (veya ideal olarak bir gece) ara verdikten sonra geri gelmek – ayrıca yazdıklarınızı yüksek sesle okuyarak duymak – gereksiz dili fark etmenize ve bir cümle oluşturmanın daha iyi bir yolunu bulmanıza yardımcı olabilir.
David Ogilvy’nin tavsiye ettiği gibi: “Bir mektubu veya notu asla yazdığınız gün göndermeyin. Ertesi sabah yüksek sesle okuyun ve ardından düzenleyin.”
İçeriği Doğrula ve Kontrol Et
Kaliteli içerik; web sitenizden sosyal medya pazarlama çabalarınıza kadar yarattığınız her şeyin, işinizin bir yansıması! Utanç verici yazım hataları veya yanlış yazılmış kelimeler için ikili ve üçlü kontrol şart. Yazım denetimi hatalarına dikkat edin yoksa Grammarly bile kaçırabilir!
Profesyonellerden Yardım İsteyin
İçerik pazarlamanızla ilgili yardıma mı ihtiyacınız var? Strateji geliştirme veya içerik oluşturma konusunda yardım almak isterseniz, buradayız ve elimizden geleni yapmaktan mutluluk duyarız!